Sen istanbul’ dan başka bir yerde yaşamaktan bahsedince aklıma geldi. Bir zamanlar tıp fakültesini bitirmeme yakın göz uzmanı olmak istediğime karar vermiştim çeşitli sebeplerden. Belki fotoğraf çekmeyi çok sevmemden, ikisi arasında bilmeden bir ilişki kurduğumdan olabilir diyorum şimdi geriye bakınca. Tabi hayallerim İstanbul’da yaşamaktı yeniden. Ama neden hayallerim ille de ‘Beyoğlu Göz’ diyordu hatırlamıyorum. Ama Beyoğlu Göz’dü tek hayalim ve başka bir seçenek olamazdı. Gidip görmemiştim bir kere bile, orada çalışan herhangi biri ile de konuşmamıştım. Demişlerdi ki Galata’ da kuleye yakın bir sokak arasında, izbe bir yerde... Eğer gidip görseydim, o an aşık olurmuşum halbuki.
Kazandığımı öğrendiğim gün hatırlarsın çıkıp gittik, daha atanmama vardı, ama o sevinçle görmek istedim ilk kez. Heyecanla aradık durduk, sorduk ‘Beyoğlu Göz Hastanesi nerede?’ diye. Genelde insanlar buraya ‘Kuledibi Göz Hastanesi’ dediği için sorduğumuz insanlar bilmediklerini söylemişlerdi. En sonunda bir tarif alıp, Galata’ nın o dar ve keyifli sokaklarında hastaneyi bulmuştuk. Hatırlıyor musun hayal kırıklığımı? Gerçekten ilk karşılaştığım binanın hastanenin sonradan yapılma çirkin ek binası olması talihsizlikti. Halbuki ilk görüşte aşk yaşamam ikinci ziyaretimde olacakmış. Bu sefer tramvayla Karaköy’e gelmiştik. Kamondo merdivenlerinden ilk kez çıkarken ne kadar hoşumuza gitmişti hatırlıyor musun? 1850'li yıllarda yapılan geç barok çağrışımlı merdivenler bölgenin en önemli banker ailelerinden biri olan Portekiz (veya İspanyol) kökenli Musevi Kamondo ailesinden Abraham Salomon Kamondo adına yaptırılmış. O zamanlar Banker Sokağı da Rue Camondo (Kamondo Sokağı) olarak bilinmekteymiş.
Sonra yokuştan çıkarken ve tam kaybolduğumuzu sanarken sol tarafta gördüm o güzel binayı. Önce binayı gördüm ve ne kadar güzel olduğunu düşündüm, daha sonra kapısında Beyoğlu Göz Hastanesi yazdığını gördüm. İşte o an o kadar mutlu oldum ki, böyle binalara hep hayran olur ve içinde yaşamak nasıl bir duygu diye merak ederdim, ve işte benim önümdeki dört seneyi geçireceğim hastanem burasıydı.
İstanbul’un Galata Kulesi ile görüntülenen siluetinde Beyoğlu Göz’ün ince kulesi de hep Galata Kulesi’ne eşlik eder ve ben izlemeye bayılırım. Kulesinden manzara neredeyse Galata Kulesi’nden görüldüğü kadar güzeldir. Seni bir kere bile çıkaramadım gerçi. Ama ikinci katındaki ön bahçesine bakan balkonuna çıkarmıştım bir kere.
Neredeyse dört sene olacak yakında… Bir yandan mutluyum, bir yandan da bugünleri özleyecekmişim gibi geliyor. Bazı tatsız şeylere rağmen bu binayı hep özleyecekmişim gibi hissediyorum, ne dersin?
1 yorum:
neden devamı yok? :((
Yorum Gönder